Blog kavramı daha yeni yeni duyulurken yayın hayatına başlayan, Türkiye Interneti’nin halen yayında olan en eski blog sitelerinden, Güneşin Tam İçinde 20 yaşına geldi. İşte kısa tarihçesi.
Merhaba Ben Süleyman Sönmez. Bu sitedeki yazıların neredeyse tümünün yazarıyım. 20 yıl boyunca yazdıklarımı okumuş her okuruma teşekkür ediyorum. Sevgilerimle, nice yıllara.
Toplamda 9-10 milyondan fazla okunma sayısına ulaşmış Güneşin Tam İçinde‘yi öncülleriyle anlatmak lazım. Hikayesi ancak o zaman netleşiyor. Kısa bir yazı olmayacak bu biraz da kendim için. 20 yıl dile kolay.
GEOCITIES
İlk açtığım web sitesi 1999 yılı sonunda Geocities.com ile hayata gözlerini açtı. Geocities, ücretsiz web alanı veren bir platform yapıydı. Site açmak şimdiki gibi, yazı editöründe yazı yazma şeklinde değildi. Teknik bilgi gerekiyordu. Photoshop ve HTML gibi temel bilgileri öğrendim. Photoshop’la çalışmaya 1997 gibi paramın yetip de ilk aldığım PC ile başlamıştım.
Geocities.com’da kısa hikayelerimi ve Mühr-i Süleyman efsanesi hakkında makalemi yayımlamıştım. Sevgili kardeşim Baki, MIDI formatında her hikayeye ayrı şarkı besteledi. Zamanın on yıl ilerisinde bir çalışmaydı. Görseller için haftalarca uğraşmıştık ki, bildiğiniz hiçbir şey, görsel düzenleme uygulamaları vs. henüz icat edilmemişti. Bunları ilkel PC ile yapıyorduk. Modem, Internet’e bağlanırken “di du diiii cızzt” gibi sesler çıkarıyordu. Çok yavaştı. Anladınız sanırım. Cep telefonlarıysa tuğla şeklindeydi. Nokia telefonlara bakınız. Fotoğraf makineleriniyse hiç anlatmayayım.
Bizim yapmaya çalıştığımız görselli, müzikli, online e-hikaye deneyimiydi. Interaktif e-kitabın öncül bir denemesi. Çok erken oğlum, çok erken. 😀 Millet, Internet’in ne olduğunu anlamaya çalışıyordu daha.
Sonra Geocities kapandı. Ne yazık ki aldığım yedekleri bulamıyorum. Bu derin bir yaradır. Çok emek vardı gerçekten. CD yedekleriyle bozulup gittiğini düşünüyorum. Geocities sitesini komple yedekleyen site arşivlerine de baktım ama bulamadım. Üzücü. Bir gün bulursam buraya linki eklenecek.
Yıl 2000 ilk sitelerimi ticari amaçla oluşturmaya başladım. Hatta 2001 yılında askerlik sonrası işime bu şekilde girdim. (Askerlik, üniversite mezunları için kısa dönem çıkarsa, 8 aydı o zaman.)
“Web site yapmayı biliyor musun?”
“Evet.”
“Hemen işe başla.”
“Ama arkadaşlarım Kadıköy’de bekliyor…”
“Git teknisyeni bul, sana serveri göstersin. Velilerden gelen özlük ve iletişim bilgilerini alan dijital form içeren bir web sayfası programla. Bitince bana söyle. Yapabilirsen Pazartesi gel başla, yapamazsan güle güle.”
Gittim baktım, server denen şey, külüstür bir PC. Oturdum başımda teknisyen arkadaş beklerken yaptım, bir saat falan tutmadı testleriyle birlikte. Cidden yaşandı bu. 6 yıl o okulda BT Müdürü olarak çalıştım. Türkiye özel okul web sitelerindeki pek çok başlığı ilk kez oluşturduk. Bir yerde eğitim sitelerinde standartları belirledik. Türkçe – İngilizce her sayfası iki dilli site, sosyal medya yokken anlık duyurular bölümü, yemek takvimi, hızlı hava durumu, çok sayıda mikro site, projelerden resim galerileri, etkinlikler, akademik program, 360 derece okul gezisi, NASA gezi sitesi, tanıtım videoları, gerçekten cevap yazılan iletişim köşesi, Atatürk anı defteri dijital köşesi, 23 Nisan uluslararası yarışma sitesi, haftanın bestecisi ve müzikleri tanıtım köşesi, akademik kadro ve iletişim epostaları, ISO9001 belge yönetimi dahili intranet vb. 2002 yılları için bunların her biri büyük olaydı. Bu deneyimler kendi sitelerimi kurgularken oldukça işe yaradılar. Ek olarak o külüstür PC serverı atıp üç yıl içinde gerçek, yedekli RAIDli, havalandırmalı, afet dirençli vs vs. harika bir server(lar) odası da yaptık. Hostingi kendimiz yapıyorduk.:)
MİHRACE.NET
Kişisel web sitemden sonra Blog kavramıyla tanımlanabilecek ilk web sitemi, Mihrace.Net’i www.mihrace.net 2004 yılında açtım. Halen yayında.
Şubat 2004 yılında ilk yazdığım blog formatlı yazım:
Türkiye için de ilk blog yazılarından birisidir. Türkiye için hatırladığım kadarıyla 2001 yılına dek geri gidebiliyoruz blog örneklerinde. Halen yayında olan blog siteleri içindeyse en eski ilk on siteden birisi olarak kabul edilmekte.
Delil yine Archive.org sitesinden:
https://web.archive.org/web/20080607204213/https://www.mihrace.net/webderslericom/
(Site kopyası 2008 yılında otomatik alınmış. Yazının altında “Yazma Tarihi: 4 Şub, 2004” görünüyor.)
İlk önce ASP ve Access ile yaptığım siteyi sonra PHP ve mySQL ile kodlayıp CMS haline getirdim. Tahmin edeceğiniz gibi daha WordPress rüzgarı esmeye başlamamıştı.
Ben de kendim için WordPress’in ilkel bir versiyonunu PHP, Javascript, CSS, HTML vs. ile kodlamıştım. (Çekirdek kod için – x13 – Ferruh Mavituna’ya teşekkürler. O artık multimilyoner bir zengin ve dünyaca tanınan bir sibergüvenlik şirket CEO’su :D)
İlk makale yazılarım dergilerde düzenli yer bulunca, bu işi yapabildiğime karar verip daha ciddiye aldım. Mihrace.Net’i dergi yazılarım için öylece bıraktım. Bir çeşit tarihi site olarak kaldı.
GÜNEŞİN TAM İÇİNDE
Microsoft şirketi MSN Spaces adında bir blog platformu açtı. Aralık 2004 yılında Güneşin Tam İçinde projesini başlattım. O zamanki adresi şuydu:
http://ssonmez.spaces.live.com/
Delillere bakalım, internetin arşiv sitesinden kesit. Aşağıdaki site görüntüsü 31 Mayıs 2005 yılından.
https://web.archive.org/web/20050531214618/http://spaces.msn.com:80/members/ssonmez/
Archive.org, sitemin açıldığı 2004 yılındaki, daha eski görünümü saklamamış. Ancak sitenin solunda yazı arşivlerini gösteren bir bölüm var. Görsel altta. MSN Spaces bunu otomatik oluşturuyordu. Görüldüğü gibi December 2004. Aralık 2004.
Fakat ne hikmetse, “2004 Aralık ayını boş ver, düz hesap olsun” deyip önceki yazılarımda hep sitenin ilk başlangıcını 2005 almışım. Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. 20 sene geçince her şey akılda kalmıyor.
Sonra MSN Spaces içinde yazdığım yazılar platformda çok ilgi görünce, günlük 2000, 3000 okunmayla başlayan mecra, aylık 230.000 gösterimlere ulaştı. Güneşin Tam İçinde projesinin kendi web adresinin olması gerektiğine karar verdim.
MSN Platforma veda yazısı aşağıda. Tarihi 24 Aralık 2006
https://web.archive.org/web/20080516130402/http://ssonmez.spaces.live.com/
GÜNEŞİN TAM İÇİNDE, KENDİ DOMAIN ADRESİNDE
Adının çok uzun olduğunu, elle yazmanın zor olduğunu daha en baştan biliyorduk. Arkadaşlarım, “Kendi sitende, www.suleymansonmez.com yaz” dediler, “ismin de tanınır.”
Pek kafama yatmadı. O sıralarda Instagram çağı gelmemişti. 🙂 Bin tane yazı yazsak da, resmimizi eklemezdik. Genel olarak, anonim olmak tevazu gibi geliyordu. Amaç temelde bildiğini, gördüğünü ücretsiz vermekti. Blog çağının en güzel yanı buydu. İnanılmaz zenginlikte binlerce blog her gün güzel bir şeyler paylaşıyordu. Her birisinin yaşı farklı, deneyimleri, meslekleri, ülkeleri.
Açıkça söyleyeyim, şu an sosyal medya bunu tümüyle karşılamıyor. Çünkü bloglar yardımlaşırdı, algoritma için saçmalamak zorunda değildik. Birbirimizin sitelerini tanıtmaktan onur duyardık. O imece ortamında o kadar çok şey öğrendim, her biri birbirinden kıymetli insanlar tanıdım ki. Geçen yıllar içinde bir çoğunu siz de tanıdınız.
Yazar olarak, yönetmen olarak, siyasetçi, CEO, yazılımcı, YouTuber, sosyal medya fenomeni vs.
Bu domain altında ilk yazım şuydu: Tarih: 21 Aralık 2006
https://www.gunesintamicinde.com/ilk-cumle-onemlidir/
Şunu unutmamak lazım. Bundan 20 sene önce şimdiki kadar yazamıyordum. Yazma macerası insanın gelişiminde güçlü yer tutuyor.
Böylece Güneşin Tam İçinde, ilk başlarda aklıma ne gelirse yazdığım, yıllar içinde prensipleri, kalite standartları olan bir yere dönüştü. Internet basınında mihenk taşı olan projeleri başlatma veya katılma şerefine erişti. İmla kurallarına uygun yazmak, Internet sansürüne direnmek, eğitim projelerini duyurmak, teknolojik çözümleri önermek, sanatı ve sanatçıyı desteklemek.
- Yalandan Arındırılmış Bir Dünya Haritası – AuthaGraph World Map
- Beynimizde Kelimeler Nerede Saklanıyor? | 3 Boyutlu Beyin Modelinde Görün | Beyin Sözlüğü
- Dune – Çöl Gezegeni- Film ve Kitap
- Bir Tayfunla Japonya’nın 50 Senelik Enerjisini Elde Etmek
- 3 Cisim Problemi – Detaylı İnceleme – Bilimsel Açıklamalar – The Three-Body Problem
- Türkçe, Türkçe Yazılır. MSN Türkçesiyle Değil
- Sokak Sanatı – Duvarlarda Açan Güzellik – Street Art- 350 Resim
- Türkçe için Standart Tag | Etiket Kümesi
- (ç)Alıntılama Sanatında Zen!
- Telif Haklarının Geleceğini Hayal Ediyorum
- 100 Bin Maddeye Az Kaldı Türkçe Vikipedi’ye Destek Olalım
- Kitap Kulüpleri Açalım!
- Haruki Murakami Romanları ve Sürrealist Anlatıma Düşsel Bir Yolculuk
- Sabahattin Ali – “Kürk Mantolu Madonna” Romanıyla Yazarlığın Karanlık Odasına Giriş
- Pera Müzesi’nde muhteşem galeriler
- Nefertiti’yi Çalmak! Sanat İçin 3D Tarayıcılarla Müze Soymak! Dünyanın Bütün Müzeleri 3D’de Birleşin!
- Metro 2033 – Rus Metrosunda İnsanlığın Geleceği – Metro 2034 – Metro 2035
- Cihat Burak | Mimar, Ressam, Yazar
- Yaşamdan Kesitler | Bebekler
- Nedim CELKAN | Su Ürünlerinden Sanatsal Yapıtlar
- Heykeltraş İlhan Koman
- Salvador Dali Sergisi | Sıraya Gir Dali’yi Seyret!
- LOTTE REINIGER | Makasla Keserek Kağıtlardan Sinema Yapan Sanatçı
- İstanbul Milattan Sonra 1200 Yılı
- ESCHER | Sanatın Geometrisi | Topografist
- Frank Lloyd Wright | Büyük Mimar
- Fotoğrafçılığın Sırları 1
- Zaman Kapsülü
- Demokles’in Kılıcı
- YVES KLEIN MAVİSİ VE MARTİN AMCA
- Uyku Hörgücü ya da Polifazik Uyku
- The Great Masters İstanbul | Rönesansın Üç Büyük Ustası
- Ley Hatları | Ley Lines
- Buda Size Kapak Olsun!
- Birleşik Karınca İşlemcisi
- Etiket Bulutu Analizi | Tag Cloud Analysis
- “Sıfır Entropi”, Diğer Bir Deyişle Cennet
- Dolly Yününden Kazak, Klon Sütünden Yoğurt
- Termokromik Kağıt | Thermochromic Paper
- Moiré Efekti
- Duolingo ile İngilizce, Almanca, Rusça ve Diğer Dilleri Cep Telefonunuzdan Ücretsiz Öğrenin
- Zaman Haritası | The Map of Time | Félix J. Palma
- Güneş Enerjili Stirling Motoru, Enerji ve Temiz Su Darboğazını Çözebilecek mi?
- İyi de O Filmi Ben Yazmıştım! Zaman İmparatorluğu ya da Zamana Karşı
- Servet Değerindeki Udemy Eğitim Kurslarına Ücret Ödemeden Nasıl Kayıt Olunur?
- Yıkıma giden Adam
Ben gazeteci değilim ve bazı noktalarda iş blog yazarlığından haberciliğe doğru evrildiğinde basın ilkeleri gibi yayın ilkelerimi duyurdum.
SARI BASIN KARTI
Blogger Manifestosu
Bazı konuları binlerce blog sitesinin gündemine taşımış olmak iyi sonuçlar verdi. Kaynakça vermek. Her yazının bir kaynakçası olmalı. Yoksa kalkıp Mevlana’nın “Sesini değil, sözünü yükselt! Yağmurlardır yaprakları büyüten, Gök gürültüleri değil” gibi bir cümlesini kendisi yazmışçasına aynen kullanan kişilerin her şeyi çalmasına şahit oluruz. Akademik dürüstlük çok önemli. Kullanılan fotoğrafların telif haklarına saygılı seçilmesi. Yanıltıcı sansasyonel yazı yazılmaması…
SİTE TARİHİNDE KÖŞE TAŞLARI
1 milyon okura ulaştığım gün. Bugünkü yazı yazıldığında tüm platformlardaki yolculuk 9-10 milyonu aşmıştı.
https://www.gunesintamicinde.com/1-milyon-ziyaret/
GTİ 5 Yaşında, 5 Milyon Ziyaretle
6 Milyon Beş Yüz Bin Kez Okunmak!
Türkiye’nin En İyi Kültür Sanat Blogu Seçildik
Bir sene Türkiye genelinde birinci, ertesi sene ikinci olmak gerçekten onur verici.
10 Yıllık Bir Blog Macerası – Güneşin Tam İçinde 10 Yaşında!
10 Yıllık Bir Blog Macerası – Güneşin Tam İçinde 10 Yaşında!
YAZMAYA ARA VERDİĞİM AN
https://www.gunesintamicinde.com/bin-sadik-okuruma/
YAPTIĞIMIZ EN ACAYİP DENEY
BLOG YAZARLIĞI İÇİN RÖPORTAJ (Ağustos 2008. Şimdi daha zayıfım :D) )
https://x.com/ssonmez/status/753248991731671043
GOOGLE ANALYTICS
2006-2023 arası 7.957.423 sayfa görüntülemesi
2023-2024 MAYIS – 75.000 sayfa görüntülemesi.
Bu değerlere MSN Spaces platformunda bulunduğu sürede 1-2 milyon gösterim eklenmeli. Aylık 100 bin – 200 bin arası gösterimle 2 yıldan fazla platformdaydı.
Saygı ve sevgilerimle
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.