Gelin olan bitene bir bakalım. Google denen devin çarklarını kavrayalım. Her gün gözümüzün önünde olan bir düğmenin sırrını çözelim.
1) NEDEN JETON ATTIK?
Geçen gün Google belirli gün ve haftalarda değiştirdiği ana sayfasındaki logo yerine bir oyun koydu. Yıllar önce oynadığım stres düzeyimi arttıran dobişko diye bildiğimiz aslında Pac-Man uluslararası ismi olan bir oyundu.
Herkes çok sevindi. Eğlendi. Bol bol oynandı. Çoğu kişi Google’ın bunu sevimli olmak adına, marka değerine katkıda bulunmak için yaptığını düşündü. Oysa anasayfadan bu oyunu vermek ciddi bir külfet, ciddi bir server masrafı çıkardı Google’a. (Ağırlıklı olarak Javascript + CSS + HTML kullanılsa da…) Neden yaptı bunu?
GOOGLE PACMAN OYNAMAK İÇİN
Bu arada, halen doyamadıysanız oynamaya, gizli bir sayfada (!) PacMan aktif ve oynanabiliyor diyelim 🙂 http://www.google.com/pacman/
Bidliğiniz gibi Google arama motorları içinde anasayfası en boş olanıydı. Sadece 2 düğme ile olaya girdiler. Oysa Yahoo gibi Mynet gibi arama sistemleri dolu dolu portal yapıları ile insanların önüne bilgiyi yığınlarca koydular. Google her geçen gün, daha sade, daha temiz bir arabirim ile yola çıktı. Bazen bu nedenle eleştirildi de. Örneğin beyaz yerine siyah taban kullansa ekranlarda daha az elektrik harcanacağı ve dünyaya daha az karbon salınacağı ifade edildi. Hatta karanlık temalı Google siteleri açıldı. (http://www.blackle.com/ adresine girin. Google aramasını aynen yapabildiğinizi göreceksiniz hatta sayfada şu an 1,875,677.702 Watt saat tasarrufu sağladıkları da yazıyor)
Peki bu konuyla bizim oyunlu sayfamızın bağlantısı nedir?
Çok güzel bir bağ var. Adı da “Kendimi Şanslı Hissediyorum / I’m Feeling Lucky” düğmesi.
Google 2 düğme ekledi açılış sayfasına tek değil. Bu ikinci düğme nedeniyle her yıl kaç milyon dolar zarar ettiğini araştıranlar var. (110 Milyon Amerikan Doları – 2007 itibariyle) Çünkü bir kelime yazıp arama yaptığınızda Google Search sayfasında çıkan reklamlardan gelir kazanıyor. Ama kendimi şanslı hissediyorum düğmesine basınca sizi doğrudan en muhtemel siteye götürüyor ve Google’dan çıkıp gidiyorsunuz.
Bu ikinci düğme pekçok uzmanı çok düşündürdü. Bir işletme neden bu denli açık şekilde müşteriyi kaçırır. İnsanlara verdiği şanslı olmak duygusu ve “burada beni kimse oyalamıyor Google benim dostum” imajı için mi?
İşin teknik yanı ise herbir arama için Google veritabanından milyarlarca sonuç içinden eşleşen kelimeleri içeren sonuçların taranıp size listelendiği. Oysa siz Kendimi Şanslı Hissediyorum düğmesini seçtiğinizde serverdan sadece en çok muhtemel sonuç geliyor. Birim zamanda arama sonuçlarından ve server enerjisinden tasarruf ediliyor.
Kendimi Şanslı Hissediyorum düğmesi o denli önemli ki mağazaların verdiği promosyonlar, hediye kampanyaları ya da piyango çekilişler çok geride kalıyor. Çünkü o kampanyalarda birkaç müşteri seviniyor. Burada ise isteyen herkes ödülünü alıyor. Reklamsız ve hızlı sonuç. Böylece diğer arama motorları kayboluyor.
İşin ilginci yaptığım gözlemlerde bu ikinci düğmeyi sürekli kullanan insan sayısının müthiş az olduğunu gördüm. Neredeyse herkes kelimeyi aradığı siteyi yazıyor ve “Google’da Ara” düğmesine basıp hızla sonuca gidiyor.
İnsan beyninin ilginç bir algı problemi vardır. Basitçe algıda seçicilik denen şey, aslen algıda körlükle kardeştir. Seçilen şey seçilmeyenleri görünmez kılar. Bir süre sonra kullanıcılar bu ikinci düğmenin varlığını dahi görmez oluyorlar.
İşte karşımıza oyun açılış sayfası geldiğinde aramızdan bir kısmı “Jeton At/Insert Coin” düğmesini görmedi. Sadece yeni bir Google logo değişikliği sanıldı. İtiraf etmeye hazır bir yürekle söyleyin o düğmeyi ilk anda gördünüz mü görmediniz mi? 🙂
Bu düğmeye basınca oyun başlıyordu. Bu oyunla birlikte, ikinci düğmenin Şansın, özel olmanın ve promosyonların ötesindeki anında aradığına kavuşmanın o güzel duygusunu temsil eden “Kendimi Şanslı Hissediyorum” düğmesi yeniden görünür oldu. İnanılmaz ama gerçek. Artık orada ikinci bir düğme olduğunu biliyorduk. Bir ekonomist gözünden bakılınca bu çılgın hamle kısa sürede reklam gelirlerinin düşmesi uzun sürede ise artması demek.
Google 1998
Bunun başarısı da “Kendimi Şanslı Hissediyorum” düğmesinin çok fazla başarılı olmamasına bağlı. Eğer mükemmel çalışırsa arayanlar ilk düğmeyi görmemeye başlayacak ve Google arama sonuçlarında çıkan reklamların gelirlerinden olacak.
Burada bir parantez açıyorum ve önemli bir faktörü hatırlatıyorum. Sayısı oldukça fazla olan web siteleri Google reklamlarını yayınlıyor. Kendimi Şanslı Hissediyorum düğmesine basanlar da bu sitelerdeki reklamlarla yine Google’a gelir getirmeye devam edecek. Google’dan çıkmaları sorun değil.
2) Google, Adobe’u Seviyor Bir de Flash olmasa
Flash, mucize gibiydi. Websitelerine videoyu, oyunları, animasyonları, efektleri, etkileyici olan ne varsa tümünü taşıdı. Arkasında önce Macromedia vardı sonra Adobe satın aldı. Photoshop’un, After Effects’in mimarı olan bir dev Flash’a bolca yatırım yaptı platformlar kurdu. Sonra Iphone’nun ve Apple’ın babası “paspal giyinir ama çok satarım” Steve Jobs, “Flash’a artık destek yok” dedi. Zaten HTML5 duyulmuştu. Zaten insanlar hızlı ve sade sayfaları sever olmuştu. Ama ciddi bir huzursuzluk yarattı çoğu geliştiricide. Ipad de Flash’sız gelince gözler Canvas komutuna ve HTML5’e döndü.
İşte bu oyun Flash kullanmayan arabirimi ile Google’un tercihini de gözler önüne serdi. Flash bir yıldırım çakması gibi gözlerimizi alan aydınlıkta 1996’tan beri yaşadığı web aleminde gözlerini yummak üzere yoğun bakıma kaldırıldı.
Görsel: Werner Kunz (werkunz1)
3) Kullanıcı Reklamı Gördüğü İçin Ödüllendirilmeli
Ekşisözlük sık sık elbiselerini çıkarıp yeni elbiseler giyiyor. Yani aldığı reklama uygun yeni bir tasarıma geçiyor. Aynı şekilde Dailymotion video sitesi de aldığı reklama göre banner reklam tabir edilen reklamlarla şekilleniyor.
Peki bu reklamların izleyiciye okura faydası ne? Sadece sevdikleri site gelir elde etsin diye çoğu zaman hiç hoşlarına gitmeyen reklamlara tahammül ediyorlar. Oysa ki reklam izleyeni ödüllendirmeli. Ödül sadece bilgi olamaz. Internet bilgi ihtiyacını karşılıyor. Kişi ilgi alanında yeni çıkan ürün ve hizmetleri çoğu zaman zaten kendisi dikkatle takip ediyor. Haber siteleri bunları haber olarak sunmak için yarışıyor.
Ne yapılmalı?
Diyelim ekşisözlük bir GSM operatöründen (Turkcell, Vodafone, Avea gibi) reklam aldıysa sayfanın altında minik bir kutu olmalı. Müşteri gelince hangi hattı operatoru kullanıyor olursa olsun o kutuya numarasını yazıp Hediyemi Yükle tuşuna basınca birkaç kontor kazanmalı.
Zor mu? Değil. Daha önce “Google Bana Özel Reklam Göster” adında bir yazı yazmıştım. 2006 yılı sonu 2007 başında. Yıllar sonra Google bunu yaptık diye duyurmuştu. Bakalım bunu ne zaman göreceğiz?
4) Parasıyla Reklam Görmek İstemiyorsak?
Gmail çıktığından beri sürekli artan bir kapasitesi ile kaliteli ve hızlı e-mail servisi veriyor. Gmail şu an 7,5 Gb bir kapasite sunuyor. Eğer tüm yazışmalarınızı buradan yapıyorsanız bol bol dosya ekliyorsanız bu kotanın dolduğunu görüyorsunuz. Bir süre sonra dolunca ne olacak diye sorma durumuna düşüyorsunuz. Gmail’deyken en üstte Ayarlar menüsüne girince Hesaplar ve İçe Aktarma İşlemleri sekmesinde aşağılarda daha fazla depolama ihtiyacınız mı var diye soruyor. Kısa yolu şu: https://www.google.com/accounts/PurchaseStorage?hl=tr
Burada bir yıl için ne kadarlık kapasitenin kaç dolar olduğu görülebiliyor.
Bu alanı Picasa fotoğraf albümüyle ortak da kullanabiliyorsunuz. 20 GB (yıllık $5.00 USD) mesela cazip bir teklif.
Peki bu fiyatın bu kadar az olmasının sebebi nedir? Yine Google reklamları. Her yerde karşımıza gelen reklamlar. Burada reklamları tüm webden silme şansı vermeliler. Ödeme yapan ve gmail hesabına giriş yapan artık tümüyle reklamlardan uzaklaşabilmeli. Bu sözlerim reklamcıları kızdırabilir ama bir seçenek olmalı.
Elbette Firefox kullanıcıları için reklamları otomatik olarak yok eden eklentiler bulunuyor. Ama bu tamamen farklı bir durum.
5)Şeytan Olma Google!
Bu sözü söyleyeceğimi hiç ummazdım ama söylemeliyim. Big Brother = Google.
Kurulduklarında tekelleşen Microsoft’un yöntemlerine karşı “Don’t be evil” demişlerdi kurucuları. Biz insani olacağız. Hizmetlerimizle insanlığı ilerleteceğiz.
Gerçekten de arama motoru hizmetleri, Google Earth ile dünyayı görme fırsatı, gmail ile ücretsiz e-posta hesabı, Google docs ile Word, Excel, Powerpoint yerine ücretsiz alternatifler, Google Kitaplar ile milyonlarca kitabın birebir kopyasına internetten oluşma imkanı vb. vb. ile insanlığa güçlü şekilde hizmet ediyorlar.
Ama nedendir bilinmez son yıllarda bazı işler fos denecek kadar kötü de gidiyor. Örneğin Google wave, Google Friends gibi. Olmuyor başaramıyor ve o hizmet kapanıyor. Çok deneme çok başarıyı getirmiyor.
Caddelerde gezen Google 360 derece tarayıcı arabanın aynı zamanda izinsiz kablosuz networklerden gelen bilgiyi kaydettiğini öğreniyoruz. Sözümona size faydalı olsun diye şimdiye kadar Google’da aradığınız her şeyin ama her şeyin sakladığını kayıt altına alındığını görüyoruz.
Bu ince dengede Google neler çeviriyor herkesten önce haberiniz olsun diye
Şu siteye sık sık girmeli
http://www.googlelabs.com/
ve şu Google bloguna abone olmalısınız. (Mesela Google TV haberleri)
http://googleblog.blogspot.com/
Rüzgarın nereden estiğini iyi hesaplayan denizciler yol alır, ötekiler ise yırtık yelkenleri ile kürek çekmek zorunda kalırlar.
Şu videoyu izlemeden gitmeyin derim:
Kaynakça:
http://en.wikipedia.org/wiki/Pac-Man
http://marketplace.publicradio.org/display/web/2007/11/19/face_of_google/
Pac-man Orijinal Oyun Konsolu