Hiç aklıma gelmeyen bir haftasonu geçirdim. Efendim fotoğraftaki kırmızı siluet bendeniz oluyorum. Bizim yeğenler “karting” denilen bu alana gidelim diye tutturunca çarpışan araba gibi bir yerlere gideceğimizi düşünmüştüm. Çok yanılmışım.
E-5’ten Carrefour İstanbul Maltepe’ye (adı böyle ama kendisi Maltepe’de değil daha çok Cevizli denilebilir) gidince alt bölümde kalan yolu takip edip minübüs caddesine doğru yöneldiğinizde İstanbul Karting hemen sağınızda Pamukspor’un karşısında yeralıyor. Tamamen kapalı ortama (bu çok önemli bir cümle yaz kış güvenli kullanım demek) daha geldiğinizde yarış arabalarının homurtulu motorlarının sesi ve benzinin keskin kokusu sizi tetikliyor. İçeri girdiğinizde ise parkur, heyecan verici kırmızı beyaz engellerle çevrili haliyle ve yarışan rakiplerin süratli geçişleriyle sizi davet ediyor.
Yeğenler küçük olunca ben de birlikte gireyim dedim. Oranın müdavimi olan yarışçıların yarışı bitince sıra bize geldi. Ne yalan söyleyeyim, çok heyecanlandım. Koruyucu kaskların altına hijyen amaçlı bone vermeleri çok hoşuma gitti ama gözlüğümü takmam bayağı zor oldu. Kasklarda böyle bir sıkıntı var.
Sonra yarış arabasına, go-kart ya da kısaca karta bindik. Etrafı kasktan dolayı biraz boğuk duyuyordum. Gözlükte hafif yamuk duruyordu. Buna rağmen düşte gibiydim. Kalbim hızla atıyor adrenalin yükseliyordu. İlk kez bir yarış arabası kullanacaktım küçüğü de olsa. F1 Ralli izleyen biri için ne kadar heyecan verici bir deneyim olacak tahmin edersiniz.
Fren sol ayakta, gaz ise sağ ayakta. Emniyet kemerlerimiz bağlandı. Kurallar açıklandı: Taciz yok, sıkıştırma yok, hakemin bayraklarına kesin uymak var, yarış var. Araba geri gidemiyor. Takılıp kalana ekip yardım ediyor. Sonra siyah beyaz damalı bayrak sallandı. Tüylerimi diken diken eden motor ayaklarımın altında kükredi. ve GO!
Fırladım. Fren gaz kafa karmaşası bir tur sürdü. Yeğenlerde aynı öğrenme sürecini yaşıyordu. İkinci tur ise çılgın bir hız tutkusuna dönüştü. Arabanın yol tutuş yeteneği öylesine güçlüydü ki, neredeyse doksan derece ile köşeleri dönecektim :))
Müthiş bir duyguydu. 10 dakika inanılmaz uzun bir süre gibiydi. Yanımdakiler çocuk olduğu için dalaşamadım 🙂 Ancak yoldaki boşluklarda son hızla sürdüğümü tahmin edersiniz! Trafik canavarı olmadan son turlarda ustaca dönmeye başlamıştım. Hatta parkuru düzeltirlerken tek bir araba geçişi kadar bırakılan yerden bile süzüldüm.
Gerçekten bunu başarabileceğimi sanmazdım ve binenler için belki sıradan bir şeydir ancak bu bilişsel yönü önde giden biri olarak benim için çığır açan bir deneyimdi. Denemek için yolunuz düşerse kaçırmayın. Bir takım kurup hep birlikte gidin. Adrenalinin damarlarınızda salınışını ve yere yapışık giderken arabanızın titreşimlerini sonra rakiplerinizin rüzgarını unutamayacaksınız.
Not: Fotoğrafı sevgili eşim çekti. Hız çizgileri vs. fotoğrafın orijinalinde var. Hiç bir oynama yok. Unutmadan eşim de parkura girip yarıştı elbette 🙂
Not2: Yarış bitince turun galibi, günün galibi gibi bilgielri oldukça deteylı veren bir rapor da çıkıyor ve araba numaralarınızı vs. girmekte oldukça titizler. Anladığınız gibi turnuva tutkunları sürekli yarışıyor 🙂
Bir arkadaş Youtube’a ortamın yarış videosunu koymuş fikir verebilir.
İstanbul Karting Hakkında
* Türkiye’nin en büyük kapalı karting pist alanı
* Kapalı mekan 3.000 m2
* Pist uzunluğu 300 m.
* Oyun, internet ve okuma odaları
* Avrupa karting pistlerindeki güvenlik
* 24 saat hizmet
“Maltepe’de uygun bir yer bulduk. Epey bir yatırım yaptık ama çok güzel oldu. Avrupa standartlarında. Michael Schumacher gibi yarışçılar bu işlere gönül veriyor. Dünyanın en iyi karting araçlarını getirmeye çalışıyoruz; bariyer sistemi olarak dünyanın en güvenli sistemini kullanıyoruz. (Otohaber dergisinde İstanbul Karting Park’ın sahibi ve işletmecisi Rasim Tuğberk’le yapılan röportaj”
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.