Bir süredir sessiz buralar değil mi? Oysa boş durmuyorum. Sürekli yazı yazmaya bir ara verip, yeni çalışmalar yapmaya karar vermiştim. Böylece karşınıza bir e-kitap ile geldim.

ayagindakulturakitap

Biliyorsunuz bu sitede yüzlerce konu var. (Şu an yaklaşık 800) Bu konuların boş konular olmamasına gelen okuyucumun zaman ve enerjisini çalmamasına, aksine, yeni şeyler öğretmesine eğlendirmesine kısacası dürüstçe seslenmesine önem verdim. Ama web yazarlarının sıkıntısı olan “yüzlerce yazı yazdım ama herkes ilk sayfayı okuyor eski konular kayboluyor” düşüncesi bir süre sonra akıntıya kürek salladığınız duygusuna kapılmanıza yol açıyor. Çünkü nitelikli bir makale yazmak öyle oturup Google’dan aramakla olmuyor. Ciddi çalışma ve sorumluluk istiyor. Böylece bir süre e-kitap yazmak tasarlamak daha kalıcı bir çalışma gibi geldi.

Denememi gerek ülkemizde, gerek dünyada pek işlenmeyen bir konu ile yapmaya karar verdim. Ayaklar üstüne önce bir makale yazdım. Sonra tasarıma başladım. Ardından konu konuyu açtı. Ha bitti ha bitecek derken kitap 121 sayfaya ulaştı. Kitapta kullandığım tüm fotoğrafları titizlikle Creative Commons lisans sözleşmesi ile dağıtılanlar arasından seçtim. Bu da işi zorlaştırdı. Her fotoğrafı konuya uygun bulmak, kaynakçada belirtmek…

Zorluklar bitince kitabı sanal bir kitap gibi yayınlamaya karar verdim.

Şu ana kadar yorumlar çok güzel.

Evet sizi portfolyo sitemde yayında olan  “Ayağında Kültüra”  kitabıma davet ediyorum…
(Lütfen aşağıdaki linke tıklayın ve açılan sayfada elektronik kitabı tam sayfa yapın)
http://www.suleymansonmez.com/ayaginda-kultura/

Ayaklar insan vücudunun en altında bulunur. Toprağa, yeryüzüne en yakın, saygınlık basamağının en altında yer alan bir bölge olarak “kab” larının içinde bir ömrü geçirmeye, yamru yumru olmaya razı bir organımızdır.
Ayak hiç bir zaman, gözlerin ahusu, saçların kıvrımları, dudakların kirazı gibi övgüyle anılmadı.
Sadece, belli belirsiz işittiğimiz “ayak fetişistleri” dışında onlara aşkı yükleyen de olmadı. Ayaklara yönelik bu ilgisizlik harika mankenlerin ezilmiş parmaklarını gördüğümüzde hissettiğimiz irkilme gibidir. Terliklerle gezilen topluluklarda birdenbire ortaya çıkan, ailenin ucube olduğu için bodrumda gizlenmiş ferdi gibi aniden ışık görmüştür ayaklar. Rengi bir tuhaftır, eziktir büzüktür. Bizden değildir sanki, bazı tırnaklar sararmış, bazıları nasırlaşmış, bazıları topuklu ayakkabılarla biçimini kaybetmiştir. Ayaklar çoğu zaman üvey evlatların hem de ikincisidir.

STARBUL, Türkiye'de 100 yıllık sürede geçen baş döndürücü bir bilim kurgu roman. Starbul okumak için tıklayın

SİTEMİZE ABONE OLDUNUZ MU?