Anlaşıldı ki dünyadaki açları kimse doyurmak istemiyor. Herbirimiz sadece bir dilim ekmek ederinde bağışlasaydık açlığın olduğu her yerde iş olanakları ve tarım başlardı ve açlık, fakirlik sürüyor. Gelişmiş ülkeler gelişmemiş ülkelerin gelişimine muhtaç. Çünkü içinde bulundukları kapalı devre ekonomik sistem krizleri aşmak için tüketimi teşvik etmek zorunda.

 
Şimdi düşünüyorum bir sürü uluslararası kuruluş var. Ama dünyada hala açlık var. Trilyonlar silah sanayine gidiyor. Buraya kadar hep bildik şeyler. Hep bildiğimiz şeyler.
 
Şimdi size bir hayal dünyasını sunmak istiyorum. Adı “Bir parça paylaşabilirsin.”

hungry1.jpg
 
Düşünün siz bir şeye sahipseniz duygu ve beden olarak o sahip olduğunuzun küçük bir bölümünü diğeriyle paylaşabiliyorsunuz. Mesela uykusuz kaldınız. En yakın arkadaşınıza telefon edip “Dün iyi uyudun mu?” diye soruyorsunuz. Eğer uyuduysa size bir yarım saatlik uyku yolluyor. Cep telefonlarındaki kontör paylaşımı gibi. 
 
Ve böyle bir dünyada her gün tokluğumuzu paylaşabilirdik. Belki de obezitemizi de. Doymaz açlığımız ne zaman ki “doymaz doyurma isteği”ne döner, ne zaman açları ve yardıma muhtaçları ayağa kaldırmak için seferber oluruz aslında bedenlerimizden kaynaklanmayan o açlıkta biter.


 
Bugün dünyanın bir çok yerinde insanlar açlıktan ölüyor. Bir deri bir kemik bedenleri ve kaderlerini anlayamayan gözleriyle aslında büyük organik bir ailenin tok kardeşlerine ağır bir borç bırakarak ölüyorlar.
 
hungry2.jpgBen bu sorumluluğu sanırım daha yeni kavrıyorum. Akılla bilmekle yürekte hissetmek çok farklı. Şimdi gidip size web siteleri önerebilirm para bağışı yapabileceğiniz ülkemizden ve dünyadan. Sonra siz onlara tıklayabilirsiniz. Ama böyle yapmayacağım. Sorumluluğu olduğunu ciddiyetle farkeden insan yardım etmek için yarışacaktır. Bir insanı insan yapan da budur.
 
 



EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN

Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.


https://suleymansonmez.substack.com/
E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.


1 Yorum

  1. Yazınızı okudum, içinizden geçenleri, sorumluluğun ve yardım etmenin “asıl” nasıl olduğunu anlatmışsınız. Para bağışı yapmak maddi imkan olduktan sonra çok kolay bir olaydır. 2 tık tık ile hal olacak bir husustur. Ancak iş hiç bir zaman bununla bitmemektedir. Ya da bu tip bir bağışı yapan bir kişi, elimden ancak bu kadar geliyor demeye hakkı yoktur. Çünkü aslında hiç bir şey yapmamış, tam tersine birilerinin birilerini sömürmesinde, ezmesinde, açlığa-sefalete sürüklemesinde daha da yardımcı olmuştur. Hiç düşünmemiştir gönderdiği paranın hangi bankalarda işletildiğini, sürekli yeni kaynak arayan birilerinin işini daha da kolaylaştırdığını. Bunu en iyi bilebilecek bir tabakaya sahip olan halkımız, böyle hatalara hala nasıl düşmektedir, o büyük sorundur.

SİZİN DÜŞÜNCENİZ NEDİR?

Yorumunuzu yazınız
İsminizi Yazınız