Araç çubuklarında ve kayıt ekranlarında ne zaman bir simge koysak, – simge koysak derken biz programcıları kastediyorum 🙂 – gider floppy disket sembolünü koyarız. Diskette mutlaka 3.5 inch şöyle havalı etiketli ve high density olduğu belli olsun diye altında iki deliği olan bir simgedir. 
İyi hoş ta disketi gömeli ne kadar oluyor? Şimdilerde eski disketlerimi açıp parçalayıp, içlerinden çıkan plastik elektromanyetik hassas tabakayı fotoğraf makinesi filtresi gibi kullanıyorum. Gözle görülmeyecek küçüklükte bir iğne ile delip çektiğim fotolar, biraz pinhole / iğne deliği fotoğrafçılığına biraz da kırmızı filtreye benziyor (Aman dikkat profesyonel makinelerde zarar verebilirsiniz danışmadan denemeyin. Sonra sen söylemiştin olmasın 😉
Evet konuyu dağıtmayalım, disket bitti. Herkes USB flash memory aldı anahtarlığına takıyor. Kimileri küçük mp3 playerları bu amaçla kullanıyor. Eh, başka dosyaları bir de hardiske kaydediyoruz. Daha, multisession şeklinde CD’ye DVD’ye dosya kaydeden pek kimse görmedim; çünkü riskli.
Öyleyse daha önce dediğim gibi bir medya sıkıntımız var aslında hem tekrar yazılabilir, hem başkasına verilir bir dosya kayıt ortamı lazım. Günümüz teknolojisinde gördüğüm şu; az zamanda cihazların çoğu flash memory gibi hareketli parçası olmayan süper saklama ortamlarına kayacak.
Tüm cihazlar kesintisiz geniş bant Internet kullanacak, dosyalar web serverlerde holografik olarak tutulacak ve kişisel makinede saklama sadece bir tercih meselesi olacak. Bu enteresan modellemede bilgi nihai olarak sürekli yer değiştiren akıcı bir enerji formatında olacak. Ancak tek şartla, asla loading… yükleniyor… yazısı görmeyeceğiz.
Bunların ışığında kaydetme sembolü ne olmalı? Bir web ağı mı? Bir flash disk mi? Ama kesinlikle disket değil 🙂
