Sanırım tıbbın en önemli kısmı teşhis. Teşhisin temelinde de, doktorun tecrübesi kadar, başvurduğu analiz, test yöntemleri ve organların, kemiklerin iç yapısını gösteren röntgenden, Ultrasona ve MR’a uzanan yelpaze var. Acil durumlarda pek çok işe yarayan ultrasonu (İngilizce Ultrasound – yüksek ses dalgası) çoğu kişi, bebeklerinin görüntülenmesinde keşfeder. Bebeğin cinsiyeti, organlarının sağlıklı olup olmadığı, normal gelişip gelişmediği gibi pek çok evhamın üstesinden ultrason gelir. Ultrasonun ne denli pratik bir buluş olduğunu biliriz. İçinde sıvı olan herşeyin yapısını gönderdiği frekanslarla görüntü haline getirir. Temelde küçük çaplı bir radar – yoksa sonar mı demeli? 🙂 – gibi iş görür.

siemensultrason.jpg

Peki yazının konusu olan Siemens’in ultrasonu nedir? Basitçe, bir odaya bağlı olan bu ultrasonun, steteskop gibi taşınır olması afet, savaş gibi hallerde ve fakir bölgelerde gezici hastanelerle hizmet verilebilmesi demek.

Ancak işin, hemen farkedeceğiniz gibi olağanüstü korkunç bir kullanım tehlikesi de var. Düşündüğünüz gibi negatif cinsiyet ayrımcılığı. Basında, Çin ve Hindistan gibi nüfus sıkıntısı olan yerlerde, gezici ebelerin ailelere erkek çocuk garantilemek üzere kız çocuklarına yönelik, gizli kürtaj yaptıklarını okuyoruz. Düşünün, elde böylesine pratik bir cihazla, bu olay ne denli kolaylaşacak? Bundan 20 yıl sonra neler olacak? Daha şimdiden Hindistan’da kız kaçıran çetelerden, bilmem kaç dharmi başlık paralarından, Çin’de olası evlenme çağı krizinden ve Uzakdoğu ülkeleri arasındaki yoğun yabancı gelin trafiğinden bahsediliyor.

Yani her şeygibi insan ne yaparsa benliğinin karanlık gecesinde gölgeleniyor. Bir de ultrasonun kolay kullanımının, aşırı kullanıma yol açmasının, beden üzerinde olası olumsuz etkiyi arttırıp arttırmadığı düşünülmesi gerekli bir konu. Çocuklarda hiperaktivite vakalarının artışında anne karnındayken gelişim halindeki beyinlerinin çok fazla ultrasona maruz kaldığını öne süren bilimadamları da olmuştu.

Bu tıpkı görsel bir steteskop kullanmaya benziyor. Dr. Kimura

Düşünelim tartışalım ama çok değerli bir buluş olduğu ortada.

Örneğin kadınlarındaki meme kanserinin sinsi gelişim ve sıklığı düşünülürse kaç kadının hayatını kurtaracak ne denli büyük bir lütuf değil mi? Nispeten bu hizmetlere ulaşamayan köylerimizden başlayarak tarama faaliyetleri bence şimdiden Sağlık Bakanlığı tarafından büyük çapta planlanmalı. (Bazı kampanyalar yapıldığını biliyorum. Ama yeterli olduğuna inanmıyorum)

Kadınlar mamografi (erken meme kanseri teşhisi) için biyopsi metotundan daha başarılı olacak diğer bir buluşta yine gelişmiş Siemens ultrasonlarından geliyor. Bu yeni haberi ve bununla ilgili videoyu da buraya ekliyorum.

TAKİBE ALIN:

X (Twitter) Takip Edebilirsiniz: 
twitter.com/ssonmez

Bilimkurgu okumayı seviyorsanız,
Starbul ilginizi çekecektir. www.starbul.com

Youtube Kanalım: 
www.youtube.com/suleymansonmez 


A revolutionary new imaging technology is expected to help physicians better classify breast lesions. Elasticity imaging is an ultrasound technique recently cleared by the FDA that allows doctors to measure the stiffness of tissue, relative to surrounding areas. This new technique may significantly reduce the need for biopsies. In fact, the American Cancer Society confirms only 20 percent of biopsies turn up positive for cancer.

In a recent elasticity imaging study, doctors studied 166 suspected breast tumors in 99 women scheduled for biopsies. The lesions were measured using both the standard ultrasound technique and elasticity ultrasound. The results showed that elasticity imaging correctly identified all 17 malignant lesions and 105 of 106 benign lesions.

Additional studies on elasticity imaging are currently underway. Doctors say thanks to this new technology the number of biopsies being performed may be reduced by 50 to 70%, greatly relieving patients of the stress and trauma of enduring invasive and unnecessary procedures.
Produced for Siemens.
http://www.youtube.com/watch?v=RL9hNrEOaJQ

Kaynakça:

http://www.medical.siemens.com/webapp/wcs/stores/servlet/CategoryDisplay~q_catalogId~e_-11~a_categoryId~e_1009058~a_catTree~e_100011,1008614,1009058~a_langId~e_-11~a_storeId~e_10001.htm

http://www.medgadget.com/archives/2007/06/acuson_p10_an_ultrasound_system_that_fits_in_a_pocket.html

http://www.engadget.com/2007/06/26/siemens-unveils-the-p10-handheld-ultrasound-machine/

Ultrason nedir?
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ultrason

http://www.siemens.com/index.jsp?sdc_p=c186fi1281223l7mno1437558ps2t4uz3&sdc_sid=17642156055&

Detaylı bilgi:
http://www.medical.siemens.com/siemens/en_INT/gg_us_FBAs/files/misc_downloads/MSJuly07_P10.pdf

TAKİP İÇİN : Yazdığım Kitaplar | Youtube | Twitter | Instagram



4 YORUMLAR

  1. Tom Cruise geç kaldı bu son çıkana, devasa olanı almıştı galiba eşinin hamileliği esnasında. Özellikle meme kanseri taramasının kolaylaşma ihtimali çok iyi, umarım destek görür.

  2. Önemli bir konuya daha yer vermişsiniz, öncelikle teşekkürler… Aklıma takılan ilk soru şu oldu; taşınabilir bir alet, daha doğrusu tıbbi bir cihaz diye ve boyutları küçüldü diye kullanılınca çıkan sonuçları herkes bir doktor gibi nasıl yorumlayabilecek? Haydi diyelim bebeklerin cinsiyeti doğmadan önce tespit edilebiliyor diye aldılar bir tane ve yine diyelim ki bebek istenen cinsiyette, ama sadece bununla bitmiyorki iş.

    Aylara göre bebeğin gelişim süreci sağlıklı mı değil mi, boyu kilosu normal mi? Ceninin ense kalınlığı ile boy ve diğer uzuvlarının oranı, karmaşık hesaplarla incelenip çocuğun otistik doğma yüzdesi vs. gibi ancak uzmanının anlayabileceği tıbbi durumlarda sıradan biri ne yapabilecek, sorun varsa nasıl anlayabilecek? Ya da sadece, bir şekilde bebek yaşıyor mu diye bakıp kapatmak için alınıp, ayrıntılar için yine doktora gidilecek diye mi düşünülüyor anlayamadım gitti…

    Fakat bir gerçek de var ki gözardı etmemiz mümkün değil; bu tip elektronik cihazların boyutları küçüldükçe üretimindeki toplam ürün sayısı artıyor, üretim sayısı arttıkça da maliyetler düşüyor ve son kullanıcı fiyatları ucuzluyor… Bu durum en çok maddi sorunlar yüzünden ultrasound cihazlarıyla tanışmamış küçük yerleşim yerlerindeki sağlık ocaklarının işine yarayacak diye düşünüyorum. Umarım öyle olur ve her eline geçiren kullanmaya kalkmaz….

  3. @Sanem hiç merak etmeyin Tom Cruise çocuğunun kaç yaşında kalp krizi geçireceğine kadar DNA analizini bağlı olduğu malum cemiyette yaptırmıştır. 🙂 Biz kendi sağlık sistemimizi düzeltsek bize yeter. 🙂

    ONALTIKIRKALTI, gerçekten de önemli bir konuya yorum yazarak dikkat çekmişsiniz. Bence de, ultrason cihazının küçülmesini tıp personelinin kullanım kolaylığı açısından değerlendirilmeli.

    Bazı cihazların küçülmesi, kolay kullanımı getiriyor. Örneğin kendi tansiyonunuza bakmanızı sağlayan ve sizi uyararak kolunuzu doğru konuma getirmenizi sağlayan cihazlar müthiş yararlı.

    Belki bilgisayar teknolojisinin gelişimi ile öylesine yapay zeka sistemler ya da tıbbi networkler oluşacak ki, siz bu cihazı hastanın üstünde gezdirirken, başka bir noktadaki doktor süratle teşhis koyabiliecek ya da daha ileride bir yapaz zeka program anında size cevap verecek.

    Bu söylediğim “tıbbi networkler” hastane sayısının nüfus için yetersiz kaldığı Hindistan’da özelikle göz taramalarının değerlendirilmesi için şu anda kullanılıyorlar. Hasta sistemde kafasını uygun yere koyuyor otomatik sistemin verdiği verilere göre göz sağlığı anlaşılıyor. Gezici personel köy köy geziyor.

    Dolayısıyla ürünü şu anda doktorlar için düşünelim bilgisiz ellerde en iyi ilaç bile zarar verebilir. Türk doktorlarının da en kısa sürede bu yararlı cihazı kullanabilmesi dileğimle…

YORUMUNUZ NEDİR?

Yorumunuzu yazınız
İsminizi Yazınız