Size büyük ihtimalle gerçekleşmiş fıkra gibi bir olayı anlatmak istiyorum.

Bundan yıllar önce Soğuk Savaş yılları. ABD ve SSCB ajanları dünyada James Bond filmlerine taş çıkartacak operasyonlar yürütüyor. Elbette tüm resmi kurumlar ayakta.

Zavallı bir adam, doğu bloğu ülkelerinden birine uçakla gitme gafletinde bulunuyor. Havaalanında sıkışınca koşuyor tuvalete. Bakıyor klozet kapağı hiçte şık görünmüyor. Telaşla gazetesini açıp kapağa parçalar halinde yayıyor ve işi bitince çıkıyor yine telaşla koşuyor.
Onun bu telaşı görevlilerin dikkatini çekiyor. Başlıyorlar sorguya, sonunda adamı bir odaya alıp rutin çırılçıplak arama yapıyorlar. Öyle ya belki mikrofilm kaçırıyor. Belki uyuşturucu kaçakçısı.

Bir de ne görsünler. Adam besbelli casus. Poposunda geçici dövme ile anlaşılmaz işaretler görüntüler işlenmiş(!)

Adam anlat, anlat, anlat. Akla karayı seçiyor gazete işini inandırana dek. Bundan yıllar önce Soğuk Savaş yılları. ABD ve SSCB ajanları dünyada James Bond filmlerine taş çıkartacak operasyonlar yürütüyor. Elbette tüm resmi kurumlar ayakta. Casus musun kardeşim? :)

Bundan yıllar önce Soğuk Savaş yılları. ABD ve SSCB ajanları dünyada James Bond filmlerine taş çıkartacak operasyonlar yürütüyor. Elbette tüm resmi kurumlar ayakta. Casus musun kardeşim? :)

TAKİP İÇİN : Yazdığım Kitaplar | Youtube | Twitter | Instagram



YORUMUNUZ NEDİR?

Yorumunuzu yazınız
İsminizi Yazınız